Become a member

Get the best offers and updates relating to Liberty Case News.

― Advertisement ―

spot_img

Reddi Miras

Reddi Miras Reddi Miras, mirasçı tarafından kabul edilmemesi anlamına gelir ve bu durumda mirasçı, mirastan feragat etmiş sayılır. Mirasın reddi, hem hayatta olan hem de...

İzale-i Şuyu

Veraset İlamı

Yasal Mirasçılar

Ana SayfaMakalelerTenkis Davası

Tenkis Davası

Tenkis Davası Nedir ve Hangi Durumlarda Açılır?

Tenkis davası, miras hukukunda önemli bir yere sahip olan ve miras bırakanın saklı payları ihlal eden ölüme bağlı veya sağlararası karşılıksız kazandırmalarını hukuki düzene sokmayı amaçlayan, geçmişe yönelik yenilik doğurucu etkili (inşai) davalardandır (Yargıtay 1. Hukuk Dairesi 2012/701, 2012/3648 – 29.03.2012).

Tenkis davası, Türk Medeni Kanunu’nun 560. maddesinde düzenlenmiş olup, saklı payları gözeten ve miras bırakanın serbest tasarruf yetkisini sınırlayan bir hüküm olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu dava türü, miras bırakanın saklı paylı mirasçıların haklarını zedeleyen ve tasarruf yetkisini aşan işlemlerinin iptalini ve saklı paylarına ilişkin hakkın iadesini talep etme imkanı sunmaktadır.

Maddenin metninde belirtilen “Yasal mirasçıların paylarına ilişkin olarak tasarrufta yer alan kurallar, miras bırakanın arzusunun başka türlü olduğu tasarruftan anlaşılmadıkça, sadece paylaştırma kuralları sayılır” ifadesi, tenkis davası açısından önem arz etmekte olup, miras bırakanın tasarrufunun saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal ettiğinin açıkça belirtilmediği sürece, bu paylaştırma kuralları dikkate alınacaktır.

Tenkis davası, miras hukukunun temel prensiplerine ve mirasçıların korunmasına hizmet eden, teknik ve etkileyici bir hüküm olarak kabul edilir. Bu dava türü, miras bırakanın ölümünden sonra saklı paylı mirasçıların haklarını güvence altına alarak, mirasın adaletli bir şekilde paylaştırılmasını sağlamaktadır.

Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların, miras bırakanın ölümünden sonra, saklı paylarını ihlal eden tasarruflarını (örneğin, vasiyetname veya bağış yoluyla) iptal ettirmek ve miras paylarını geri almak amacıyla açtığı davadır. Saklı paylı mirasçılar, anne, baba ve çocuklar gibi miras bırakanın yakın akrabalarıdır. Murisin tasarrufları, saklı paylı mirasçıların miras hakkını ihlal ettiğinde, tenkis davası açma hakkı doğar.

Tenkis Nedir? Tenkis Kelimesi Ne İfade Eder?

Tenkis, Arapça kökenli bir kelime olup “eksiltme” veya “azaltma” anlamlarına gelmektedir. Hukuk bağlamında ise, tenkis, miras hukukundaki bir terim olarak kullanılır ve miras bırakanın saklı paylı mirasçıların haklarını zedeleyen ve tasarruf yetkisini aşan işlemlerinin iptalini ve saklı paylarına ilişkin hakkın iadesini talep etme sürecine verilen isimdir.

Bu kavram, özellikle tenkis davası bağlamında kullanılır ve miras bırakanın saklı paylı mirasçıların paylarını ihlal eden işlemlerini hukuki düzene sokmayı amaçlayan, geçmişe yönelik yenilik doğurucu etkili (inşai) davalardan birini ifade eder. Tenkis davası, miras hukukunun temel prensiplerine ve mirasçıların korunmasına hizmet eden, teknik ve etkileyici bir hüküm olarak kabul edilir.

Tenkis Davası Nerede Açılabilir? Hangi Durumlarda Gerekli Olabilir?

Tenkis davası, aşağıdaki hallerde açılabilir:

  • Ölüme bağlı tasarruflar: Miras bırakanın vasiyetname ile yaptığı miras paylaşımı, saklı paylı mirasçıların lehine olan hükümleri ihlal ettiğinde, bu mirasçılar tenkis davası açabilirler.
  • Sağlararası karşılıksız kazandırmalar: Miras bırakanın yaşarken başkalarına yaptığı hediye, bağış gibi karşılıksız kazandırmalar, saklı paylı mirasçıların paylarını zedelediğinde tenkis davası açılabilir.
  • Manevi tazminat hakkı devri: Miras bırakanın manevi tazminat hakkını, saklı paylı mirasçıların paylarına zarar verecek şekilde devretmesi durumunda da tenkis davası açılabilir.
  • İradesiz zenginleşme: Miras bırakanın, saklı paylı mirasçılardan haksız yere mal veya para alarak, başkalarına kazandırdığı durumlarda da tenkis davası açılabilir.
  • Ölüme bağlı tasarruf yetkisini aşan kullanım: Miras bırakanın, ölüme bağlı tasarruf yetkisini aşarak, saklı paylı mirasçıların haklarını zedeleyen diğer işlemlerde tenkis davası açılabilir.

Tenkis davasının açılabilmesi için, miras bırakanın tasarrufunun saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal ettiğinin ve bu işlemlerin miras bırakanın özgür iradesiyle gerçekleştirildiğinin kanıtlanması gerekmektedir. Saklı paylı mirasçılar, dava sürecinde haklarının ihlal edildiğini ve miras bırakanın tasarrufunun meşru sınırları aştığını göstermelidirler.

Tenkis Davası: Hangi Durumlarda Açılabilir?

Tenkis davası, sadece saklı paylı mirasçıların yararlanabileceği, özel bir hukuki yoldur. Bu dava türü, miras bırakanın özgür tasarruf sınırlarını aşarak saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal etmesi durumunda, bu mirasçıların lehine hukuki düzenlemelerin geri alınmasını amaçlar.

Tenkis davası açma hakkı, saklı paylı mirasçılara özgü bir hak olup, sadece bu kişiler tarafından kullanılabilir. Bu mirasçılar, bireysel olarak veya bir araya gelerek tenkis davası açabilirler. Ancak, her bir saklı paylı mirasçı sadece kendi saklı payı için dava açarak, haklarının ihlal edildiğini iddia edebilir.

Özetle, tenkis davası açma hakkı, sadece şu hususlara dikkat ederek kullanılabilir:

  • Davacı, saklı paylı mirasçı olmalıdır.
  • Miras bırakanın tasarrufu, saklı paylı mirasçının haklarını ihlal etmelidir.
  • Davacı, sadece kendi saklı payı için dava açabilir.
  • Davacı, miras bırakanın özgür tasarruf sınırlarını aşarak haklarını ihlal ettiğini ispatlamalıdır.
  • Saklı paylı mirasçılar, terekeden saklı paylarını elde edebiliyorsa, tenkis davası açılamaz ve açılan dava mahkeme tarafından reddedilir.

Tenkis davasının açılması ve yürütülmesi sürecinde, teknik terimler ve hukuki kavramlar kullanılması, davanın etkileyiciliğini artırır. Bu nedenle, açılacak davanın usul ve esasa ilişkin unsurları, hukuki mevzuata uygun bir şekilde belirtilmelidir. Bu sayede, tenkis davasının amacına uygun olarak yürütülmesi ve sonuçlandırılması sağlanabilir.

Tenkis Davası Nedir ve Nasıl Açılır: Gereken Şartlar ve Süreç

Tenkis davası açabilme hakkını kullanabilmek için, belirli şartların mevcut olması gerekmektedir. Aşağıda, bu şartlar daha teknik ve etkileyici bir şekilde özetlenmiştir:

Saklı paylı mirasçıların, mirastan kalan haklarını elde edememiş olmaları gerekmektedir. Yani, miras bırakanın tasarrufları nedeniyle mirasçıların hakları zedelenmiş olmalıdır.

Miras bırakanın, sağlararası veya ölüme bağlı tasarruflarıyla, saklı paylı mirasçıların haklarını ihlal eden bir eylemde bulunması gerekmektedir. Bu durum, miras bırakanın özgür tasarruf sınırlarını aşarak gerçekleştirilen haksız ve hukuka aykırı eylemler olarak değerlendirilebilir.

Miras bırakanın, tasarruf yaptığı dönemde, davacının mirasçı sıfatına sahip olması gerekmektedir. Miras bırakanın, tasarrufunu gerçekleştirdiği tarihte mirasçı olmayan bir kişi, tenkis davası açma hakkına sahip olmamalıdır.

Örneğin, miras bırakanın evlenmeden önce yaptığı bağış işlemi, evlilik sonrası oluşacak saklı paylı mirasçıların haklarını zedeleyemez. Bu durum, Yargıtay kararında da belirtilmiştir:

“…Miras bırakanın evlilik öncesinde gerçekleştirdiği bağış nedeniyle, evlendikten sonra elde edilen saklı paylı mirasçı statüsündeki eşin haklarının zedelendiği iddia edilemez…”

Bu nedenle, tenkis davası açabilme hakkının kullanılabilmesi için, yukarıda belirtilen şartların eksiksiz olarak mevcut olması önemlidir. Bu şartların sağlanması durumunda, saklı paylı mirasçıların, miras bırakanın haksız ve hukuka aykırı tasarruflarını iptal etmek amacıyla tenkis davası açma hakkını kullanmaları mümkün olacaktır.

Tenkis davası açabilme hakkının kullanılabilmesi için karşılanması gereken üç temel koşul bulunmaktadır:

İlk koşul, miras bırakanın sağlararası veya ölüme bağlı tasarruflarında tasarruf özgürlüğünün sınırını aşmasıdır. Bu sınırın aşıp aşılmadığının belirlenmesi için, öncelikle terekenin ölüm tarihindeki değerinin hesaplanması gerekmektedir. Bu değer tespiti, miras bırakanın aktif ve pasif haklarının toplamı olan terekenin netleştirilmesiyle gerçekleştirilir. Terekenin kesin olarak belirlenmesi, yalnızca mahkeme süreciyle mümkündür.

İkinci koşul, saklı paylı mirasçıların miras bırakanın yaptığı tasarruflar nedeniyle saklı paylarını elde edememiş olmasıdır. Burada önemli olan nokta, miras bırakanın tasarruf miktarını aşmasının tek başına yeterli olmaması; aynı zamanda mirasçıların saklı paylarını elde edememiş olmaları gerekliliğidir.

Üçüncü koşul ise, saklı paylı mirasçıların saklı paylarını elde edememesinin nedeninin, miras bırakanın tasarruf miktarını aşması olmasıdır. Eğer mirasçıların saklı paylarını elde edememelerinin sebebi başka bir nedene dayanıyorsa, tenkis davasının açılması mümkün değildir.

Bu üç temel koşulun daha teknik ve etkileyici bir şekilde ifade edilmesi şöyledir:

Miras bırakanın tasarruf özgürlüğünün sınırını aşan sağlararası veya ölüme bağlı tasarrufların varlığı, terekenin ölüm tarihindeki değerinin objektif bir şekilde tespitiyle belirlenmelidir.

Saklı paylı mirasçıların, miras bırakanın haksız ve hukuka aykırı tasarrufları nedeniyle saklı paylarını elde edememiş olması, tenkis davası açabilme hakkını kullanabilme şartıdır.

Saklı paylı mirasçıların saklı paylarını elde edememesinin nedeni, miras bırakanın tasarruf sınırını aşması olmalıdır. Bu durumun başka nedenlere dayanması halinde, tenkis davası açma hakkı kullanılamaz.

Bu koşulların tamamının sağlanması durumunda, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açarak miras bırakanın haksız ve hukuka aykırı tasarruflarını iptal ettirme hakkına sahip olurlar. Bu süreçte, mahkeme sürecinin önemi büyüktür, zira terekenin değeri ve saklı payların miktarı gibi hususlar ancak mahkeme tarafından belirlenebilir.

Tenkis davası, saklı paylı mirasçıların haklarını korumak amacıyla hukuki düzenlemeler arasında yer almaktadır. Miras bırakanın tasarruf özgürlüğünün sınırının aşılması durumunda, saklı paylı mirasçılar bu dava yoluyla gerçekleştirilen haksız ve hukuka aykırı tasarrufların iptalini talep edebilirler. Bu sayede, saklı paylı mirasçıların mirastan doğan hakları korunmuş olur.

Tenkis davası açabilme hakkı, saklı paylı mirasçıların miras hukukunda kendilerine tanınan önemli bir haktır. Bu hakkın kullanılabilmesi için, yukarıda belirtilen üç temel koşulun sağlanması gerekmektedir. Bu koşulların sağlanması durumunda, saklı paylı mirasçılar tenkis davası açarak miras bırakanın haksız ve hukuka aykırı tasarruflarını iptal ettirebilir ve saklı paylarını geri alabilirler.

Tenkis davasının açılması için, saklı paylı mirasçılar şu koşulları sağlamalıdır:

Mirasçılık Belgesi: Tenkis davası açacak olan saklı paylı mirasçılar, mirasçılık belgesini alarak, mirasçı olduklarını kanıtlamalıdır.

İhlal Edilen Saklı Pay: Saklı paylı mirasçılar, dava konusu olan tasarrufun saklı paylarını ihlal ettiğini kanıtlamalıdır.

İhlal Edilen Saklı Payın Değeri: Saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın tasarrufu nedeniyle kendilerine düşen miras payının değerini hesaplamalı ve belirtmelidir.

İhlal Edilen Saklı Payın İadesi: Saklı paylı mirasçılar, dava sonucunda, miras bırakanın tasarrufunun iptali ve saklı paylarının iadesini talep etmelidir.

Tenkis davası, murisin ölümünden itibaren 2 yıl içinde açılmalıdır. Bu süre, miras bırakanın ölümüyle başlar ve süre geçtikten sonra tenkis davası açılamaz.

Tenkis davasının sonucunda, mahkeme, saklı paylı mirasçının talebini haklı bulursa, miras bırakanın tasarrufunu iptal eder ve saklı paylarının iadesine karar verir. Böylece, saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın ölümünden sonra, saklı paylarını ihlal eden tasarruflarını iptal ettirerek, miras paylarını geri alabilirler.

Tenkis Davası Koşulları

Tenkis davasının açılabilmesi için mevcut olması gereken esas şartlar şu şekildedir:

  • Miras bırakanın, sağlararası veya ölüme bağlı kazandırmalarında tasarruf özgürlüğünün sınırlarını aşmış olması, yani murisin saklı payları ihlal eden tasarruflarda bulunmuş olması gerekmektedir.
  • Saklı paylı mirasçıların, tereke içerisinden saklı paylarını elde edememiş olmaları, dolayısıyla mirasçıların haklarının zedelenmiş olması şarttır.
  • Mirasçıların saklı paylarını alamamalarının temel nedeninin, miras bırakanın tasarruf miktarını aşması olması gerekmektedir. Başka bir sebeple saklı payların elde edilememesi durumunda, tenkis davası açılamaz.
  • Tenkis davasının, yasal olarak belirlenen zamanaşımı süresi içinde ve hak düşürücü süre gözetilerek açılması gerekmektedir.
  • Tenkis davası sadece saklı paylı mirasçılar tarafından açılabilir; üçüncü şahısların mirasçı adına dava açma hakkı bulunmamaktadır.
  • Terekenin, değerinin ve saklı payların miktarının belirlenmesi için mahkeme sürecine başvurulması gereklidir.
  • Tüm bu kriterlerin bir arada bulunması durumunda, saklı paylı mirasçılar, miras bırakanın haksız ve hukuka aykırı tasarruflarını iptal ettirmek amacıyla tenkis davası açabilir ve saklı paylarını koruma altına alabilirler.

Tenkis Davası Kimler Tarafından Açılamaz?

Tenkis davası açamayacak kişiler şu şekildedir:

Eğer saklı payını zaten elde etmiş olan mirasçılar söz konusu ise, saklı paylarının ihlal edilmediği gerekçesiyle tenkis davası açamazlar.

Mirasçı olmayan kişiler, mirasçı adına temsilen tenkis davası açamazlar. Bu bağlamda, miras payını devralan üçüncü şahıslar, vasiyeti yerine getirme görevlisi, tereke temsilcisi ve tafsiye memuru gibi kişiler tarafından tenkis davası açılamaz.

Ancak, saklı pay sahiplerinin 18 yaşından küçük veya kısıtlı olmaları durumunda, yasal temsilcileri tarafından tenkis davası açılabilir ve saklı payın zedelenmesi iddiası öne sürülebilir.

Dolayısıyla, tenkis davası, yalnızca saklı paylarının ihlal edildiğini iddia eden mirasçılar veya bu mirasçıların yasal temsilcileri tarafından açılabilir. Diğer tüm durumlarda ve kişiler tarafından açılan tenkis davaları, mahkemece değerlendirilmemekte ve reddedilmektedir.

Saklı Paylı Mirasçıların Alacaklıları, Mirasın Tenkis Edilmesi İçin Dava Açabilir mi?

Saklı paylı mirasçıların alacaklılarının tenkis davası açabilmesine ilişkin düzenlemeler, Türk Medeni Kanunu’nun 562. maddesinde belirtilmiştir. Buna göre, alacaklıların tenkis davası açabilmesi için şu koşulların sağlanması gerekmektedir:

Alacaklıların, saklı paylı mirasçı hakkında mirasın açıldığı tarihte geçerli bir ödemeden aciz belgesine (aciz vesikası) sahip olmaları gerekmektedir. Mirasın açılmasının ardından alınan aciz vesikaları, alacaklıların tenkis davası açabilmesi için yeterli kabul edilmemektedir.

İflâs idaresi veya alacaklıların, saklı paylı mirasçıya tenkis davası açması için uygun bir süre tanımış olmaları ve mirasçının bu süre içinde dava açmamış olması gerekmektedir.

Bu şartlar altında, alacaklılar veya iflâs idaresi, gerekli oranda ve mirasçıya tanınan süre içinde tenkis davası açarak alacaklarını temin edebilirler. Ayrıca, mirasçılıktan çıkarılan kişinin çıkarma tasarrufuna itiraz etmemesi durumunda da iflâs idaresi veya alacaklılar, aynı koşullarla tenkis davası açma hakkına sahiptirler. Bu düzenlemeler, saklı paylı mirasçının alacaklılarının haklarını korumak amacıyla getirilmiştir.

Tenkis Davası: Hangi Durumlarda Açılır ve Hangi Taraflar Arasında Yer Alır?

Tenkis davası, miras bırakanın tasarruf sınırını aşarak saklı paylı mirasçıların haklarını zedelediği durumlarda açılabilen bir davadır. Bu davanın davalısı, miras bırakanın tenkise tabi olan kazandırmalarının yapıldığı kişi olup, bu kişi hem yasal mirasçı hem de üçüncü şahıs olabilir.

Eğer dava açılacak kişi vefat etmişse, onun mirasçılarına karşı da tenkis davası açılabilir. Eğer birden fazla kişiye karşı tenkis davası açılması gerekiyorsa, her biri davalı olarak kabul edilir.

Tenkis davası nispi bir davadır ve genellikle istisnai durumlar dışında, miras bırakanın tenkise tabi kazandırma yaptığı kişiden başkasına açılmamalıdır. Bu durum, davanın açılması ve sürecin işleyişine ilişkin hukuki düzenlemelerin teknik ve özgün bir nitelik taşımasını sağlar.

Saklı Pay Hesaplama: Tenkis Davası İçin Bilmeniz Gerekenler

Saklı pay hesaplama, miras sürecinde önemli bir adımdır ve öncelikle net terekenin belirlenmesi gerekmektedir. Net tereke, miras bırakanın ölüm tarihindeki aktif ve pasif değerlerinin tespit edilmesiyle ortaya çıkan değerdir.

Aktif değerler, miras bırakanın gelirleri ve mülkleri gibi varlıkları içerirken, pasif değerler borçlar, bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üç aylık geçim giderleri, tereke defterinin tutulması, mühürlenmesi ve cenaze masrafları gibi giderleri kapsar. Aktif değerlerden pasif değerler çıkarıldığında net tereke elde edilir.

Türk Medeni Kanunu 565. madde gereğince, net terekenin tespitinin ardından mirasın açıldığı tarihteki fiyatlar ile kıyaslanarak maddi açıdan terekenin değeri belirlenir. Bu değer üzerinden saklı paya herhangi bir tecavüzün olup olmadığı ortaya çıkar. Eğer tasarruf sınırı aşılmışsa, saklı payların zarar görmesi objektif (nesnel) ve subjektif (öznel) unsurlar dikkate alınarak hesaplanmalıdır.

Bu durum, her tasarruf sınırını aşan kazandırmada tenkis davası açılabilmesinin önüne geçmek ve saklı payların gerçek anlamda zedelendiği durumlarda dava hakkının kullanılabilir olmasını sağlamak amacıyla düzenlenmiştir. Dolayısıyla, saklı pay hesaplaması ve tenkis davaları hukuki süreçlerde teknik ve özgün bir nitelik taşıyan önemli konular olarak kabul edilir.

Tenkis Hesaplaması Nedir ve Nasıl Yapılır?

Tenkise tabi olanlar ve tenkis hesaplaması, miras hukukunda önemli bir yere sahiptir. Miras bırakanın, tasarruf sınırını aşarak gerçekleştirdiği tasarruflar, saklı paylı mirasçıların tenkis davası açarak indirilmesini talep etme hakkına sahiptir. Ölüme bağlı tasarruflar ve ölüm öncesi yapılan bazı sağlararası kazandırmalar tenkise tabi tutulabilir.

Türk Medeni Kanunu’nda (TMK) belirtilen tenkise tabi sağlararası kazandırmalar şunlardır:

  • Son bir yıl içinde yapılan âdet dışı hediyeler,
  • Alışılmışın dışında verilen çeyiz ve kuruluş sermayeleri,
  • Geri alınmamak kaydıyla altsoya yapılan malvarlığı devirleri ve borçtan kurtarmalar,
  • Mirasçılık sıfatını kaybeden yasal mirasçılara, miras payına sayılacak alacaklar olarak yapılan sağlararası kazandırmalar,
  • Ölüm öncesi miras haklarının tasfiyesi amacıyla yapılan kazandırmalar,
  • Serbestçe dönme hakkını saklı tutarak yapılan bağışlamalar,
  • Saklı pay kurallarını etkisiz kılmak amacıyla yapılan açık kazandırmalar.

TMK’nın 565. maddesinde belirtilen bu unsurlar dışındaki kazandırmalar, istisnai durumlar hariç, tenkise tabi tutulmaz.

Tenkis hesaplaması, saklı payların tamamlanması için öncelikle ölüme bağlı tasarrufların indirilmesine başlanır. Eğer bu yeterli olmazsa, sağlararası kazandırmalarda en yeni tarihten en eskiye doğru geriye gidilerek indirme işlemi yapılır. Kamu tüzel kişilerine, kamuya yararlı dernek ve vakıflara yapılan ölüme bağlı tasarruflar ve sağlararası kazandırmalar ise tenkis sürecinde en son değerlendirilir.

Tenkis Davası Nedir ve İspat Yükü Kime Aittir?

Tenkis davalarında ispat yükü, hukuki süreçte önemli bir rol oynamaktadır. Bu bağlamda, tenkis davasında ispat yükümlülüğü esas olarak davacı saklı paylı mirasçıya düşmektedir. Davacı, iddialarını ispatlamak adına şu noktaları kanıtlamalıdır:

  • Kendisinin saklı paylı mirasçı sıfatına sahip olduğunu,
  • Saklı payının ihlal edildiğini ve zarar gördüğünü,
  • Saklı payına haksız şekilde müdahale edildiğini,
  • Ve diğer benzer iddialarını ispat etmekle yükümlüdür.

Tenkis Davalarında Zamanaşımı Süresi: Ne Kadar Zamanınız Var?

Tenkis davalarında zamanaşımı süreleri, Türk Medeni Kanunu’nun 571. maddesinde düzenlenmiş olup, dikkate değer teknik unsurları içermektedir:

Hak düşürücü zamanaşımı süresi: Saklı paylı mirasçılar, saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl içinde tenkis davası açma hakkına sahiptir. Bu süre, saklı paylı mirasçıların dava açma hakkının korunması ve hızlı hareket etmelerini teşvik etmek amacıyla belirlenmiştir.

Genel zamanaşımı süresi: Mirasın açılmasının üzerinden 10 yıl geçmesi durumunda, saklı paylı mirasçıların tenkis davası açma hakkı ortadan kalkar. Bu süre, hukuki güvenliği sağlamak ve taraflar arasındaki hukuki ilişkinin zamanla düzelmesini sağlamak amacıyla düzenlenmiştir.

Muvazaa Davası ve Tenkis Davası

Muvazaa, tarafların gerçek iradelerini gizlemek ve üçüncü kişilere zarar vermek amacıyla görünüşte gerçekleşen ancak gerçekte mevcut olmayan hukuki işlemler yapmaları olarak tanımlanabilir. Bu tür işlemlerde, tarafların gerçek niyeti gizli işlemlerle ortaya çıkmakta ve muvazaa ile mal kaçırma ve üçüncü kişilerin zarar görmesi hedeflenmektedir.

Muris muvazaası, miras bağlamında önemli bir hukuki sorun olarak ortaya çıkar. Özellikle, mirasçıların miras haklarından mahrum bırakılması amacıyla gerçekleştirilen işlemlerle ilgilidir. Bu işlemler, gerçekte bağışlanan taşınmazların tapuda satış olarak gösterilmesi veya tapuda belirtilen satış bedeli ile gerçek satış bedeli arasında önemli farklar olması şeklinde gerçekleşebilir. Muris muvazaası, taşınmazların ölünceye kadar bakma sözleşmesi ile devredilmesi durumlarında da meydana gelebilir. İşlem tarafları, mal kaçıran kişi ile mirasçı olmayan bir kişi veya bir mirasçı olabilir.

Muris muvazaası sonucu mağdur olan ve miras haklarına tam anlamıyla sahip olamayan mirasçılar, tapu iptali ve tescili ile tenkis davası yollarını kullanarak haklarını arayabilirler.

Mirasın Paylaşımında Mirasta Denkleştirme ve Tenkis Kavramlarının Karşılaştırılması

Miras hukukunda, denkleştirme ve tenkis kavramları benzer olsa da, teknik ve uygulamadaki farklarıyla birbirinden ayrılmaktadır. Denkleştirme, daha spesifik bir kavram olup, miras bırakanın ölümünden önce gerçekleştirdiği sağlararası kazandırmaların miras haklarına mahsuben değerlendirilmesini içerir. Böyle bir durumda, diğer mirasçılar bu kazancın terekeye iadesini talep edebilir ve miras payları hesaplanırken iade edilen tutarlar göz önünde bulundurulur.

Tenkis davası için saklı paylı mirasçı olma şartı bulunurken, denkleştirme davası için saklı paylı olmayan yasal mirasçılar da dava açabilirler. Bu temel fark, iki kavramın işlevselliğini ve uygulama alanını belirleyen önemli bir faktördür.

Tenkis davasında, miras bırakanın hem ölüme bağlı tasarrufları hem de sağlararası tasarrufları dikkate alınırken, denkleştirme işleminde sadece sağlararası tasarruflar incelenir. Bu durum, iki kavramın uygulama yelpazesini ve sonuçlarını etkileyen bir diğer farklılık olarak göze çarpmaktadır.

Son olarak, atanmış mirasçılara karşı tenkis davası açılabilirken, denkleştirme davası açılamamaktadır. Bu nedenle, denkleştirme ve tenkis davaları, teorik benzerliklerine rağmen, uygulama ve sonuçları açısından farklı talepler içeren ve ayrı sonuçlar doğuran hukuki süreçlerdir.

g

Lütfen size bilgi verebilmemiz için GSM yada TELEFON numaranızı yazınız.
Lütfen avukatlarımızın sizi aramasını istediğiniz Tarih ve Zaman bilginisi bizimle paylaşın.
Hukuki Hizmet almak istedğiniz bir kategori seçiniz.

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Reddi Miras

İzale-i Şuyu

Veraset İlamı